Thursday, November 01, 2007

Yansımalar

Bir akşamüstü; gündüzün geceden epeycene kısa olma hadisenin başlama dönemi desek tamda yeri olmazdı. Bunun bide sabahı var onu hiç sorma... Bir umut yine yenidenlerle geçti zaman. Ha şimdi gelecek ha şimdi geldi geçti derken beklemenin verdiği ızdırap yerini başka bir hüzne bıraktı dersem yanılmış olmam sanırsam. Hani beklemekti seni üzen..hani nerde..geldi işte ..hatır bile sordu üstelik..O’nun seni sen yapabilme olasılığının hayat karşılığındaki değerinin yüksek olduğu kendi hayal aleminde bumuydu cevabın..yokmuydu içinden gelen söylenesi sözlerin...dedik ya bir akşamüstü idi epeycene uzun..

Sen vardın; akşamüstü sabah ayrımı yapmayan şu fani zaman içinde..O vardı;“iyiki varmış“ diyebilme ihtimalinin oldukça fazla olabileceği, belki kendimce belkide.... Senin derdin kendinleydi O’nu karıştırmadan...O’nunda sıkıntıları vardı elbet en olması gerekeninden kendince..Neydi peki Seni O’na bağlı kılan kurgunca...

Zincirin ilk halkasında sabahlar vardı..sabahlar olurdu çoğu zaman, olmasın dediğin başka sebeplerden...neydi peki bu aralar bu sabahları farklı hissettiren, hani hiç sorma dedirten türden...O olmasın bu sabahların içinde...elbette O vardı..kendisi bikere farklıydı sabahlar da neymiş O’nun olduğu yerde...En güzel sabahlardan birinde O vardı yine, güne hazırdı belliydi her halinden..Senin yapabileceğin çok fazla seçeneğin yoktu üzerinde düşünüp akabinde uygulayabileceğin..O’ydu sabahı o hale getiren, Sendin devamını getirecek...Zordu ayrılmak bu
sabahlardan...

Öğle vakti gelmişti sabahın arifesinde.. sabahların dakikalarının verdiği huzurun yanında bu vakit epeyce önemli idi kendimce..düşün koskoca bir saat vardı şimdi önünde..Yine vardın Sen ve O...O en olması gerekenden yerine getiriyordu sanırsam bu vaktin gereğini..Senin için O vardı sadece...sadece O vardı..nedir O başlatmıştı bu günü..O’da devam ettirmeliydi en hakettiği ile...söylenecek söz yoktu..zaman onun elindeydi artık..

Akşamlar biraz buruk olurdu ,sabahları bekleyecek olmanın sabırsızlığı neticesinde..tek teselli eden şey buydu belkide..düşün nice olurdu halin birde olmasa sabahlar en olmasını istediğin şekli ile bu akşamların arefesinde..Sen ve O yine vardın uzun bir ayrılığın habercisi olan akşamüstünde..

Zincir tamamlamıştı halkalarını kendince, kapanmıştı artık hiç açılması istenmeyeninden en içteninden.

Bazı anlarda düşünüldü olayların başkalarının gözünden bakılma hadisesinin uygulanabileceği Sen ve O üzerinden..Mümkünmüydü peki Senin O, O’nun Sen olma ihtimali..Hani bi düşünelim Sensin sabahları güne hazır olan, öğlenleri hakettiği gibi devam ettiren, akşamlarında O’nun hüzünlendiği.. ”yok canım artık daha neler” hadisesi düşüncesinin doğruluğu karşısında, yinede içinden “hani milyonda birde olsa bi olasılık vardır canım” cümlesini kurma isteğinin nedeni nedir peki...

Düşün bide olmasada olasılığı, birlikte beklediğin sabahların..



Bir akşamüstü vardı.. aklım orda kaldı..........................

0 Comments:

Post a Comment

<< Home